Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ının Boğaziçi üniversitesine Rektör olarak Melih Bulu’yu atamasının ardından öğrenciler tarafından bir dizi eylem başlatıldı.

En son Geçtiğimiz hafta 4 tane LGBT'linin protestostoları ise bardağı taşırmaya yetti. Boğaziçi Üniversitesi önünde Kabe fotoğrafının yere serilerek “kutsal değerimiz olan Kabe resminin üzerine hem Şahmeran temalı figür hem LGBT bayrağı asarak milyonlarca Müslümana hakaret ettiler.

“Müslümanların ortak ve kutsal değeri, mukaddes Kâbe’mize yapılan bu hadsiz saldırıyı şiddetle kınıyorum” diyerek başlamak istiyoruz.

Kabe İslam’ın kutsal mekanlarından biri. İslam’ın 5 şartından biri olan Hac farizasının yerine getirildiği mekan. Kutsalımız. Bu kutsal mabede yapılan saldırı ise bazıları tarafından görmezlikten geliniyor. Kimileri ise özgürlük alanına sokuyor. Biz buna ”Eşek özgürlüğüne hayır ”diyoruz.

Gümüşhane’de bu konuda Belediye başkanı Ercan Çimen ve MHP il başkanı Nadim Aydın açıklama yaparken, AK Parti il başkanı Celalettin Köse ise sosyal medyasından “Kâbe Kutsalımızdır” diye paylaşımda bulundu. Herkes, rahatsız olduğu kadar ses verdi. Boğaziçi Üniversitesinin LGBT Kulübü öğrencilerinin okul bahçesinde Kabe üzerinden yaptıkları provokasyondu. Olay ilk etapta 4-5 sapkın üniversite öğrencisinin eylemi gibi gözükse de gerek öğrencilerin grup adına açıklamaları gerekse verdikleri mesajlar, olayın sıradan bir öğrenci eyleminin çok ötesinde olduğunu gösteriyor. Hiç şüphesiz buradaki hedef LGBT’yi lanetleyen Kuran-ı Kerim’e karşı İslam’ın kitabı ve Müslümanların kıblesidir. Bir diğer ifadeyle kıbleye yönelik hakarete davettir.

 İşin ilginç yanı ise bize göre Boğaziçi Üniversitesinde ki eylemlerin Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a duyulan kin ve nefret nedeniyle bazı siyasiler tarafından görmezden gelinmesidir. Cumhurbaşkanımız tarafından Rektör olarak Bulu’nun atanmasından sonra olaylar meydan geldiğine göre Kutsalımız olan Kabe’ye saldırılmasının diğer siyasi partiler tarafından görmemezlikten gelinmesi bu kinin ortaya çıkmasında ki en büyük yanlıştır.

2000 yıllara geri dönersek düne kadar başörtüsü için verilen mücadele artık Kabe’ye karşı saldırı karşısında verilmiyorsa bizim kutsal değerlerimizi yitirmeye başladığımızı ortaya koymaktadır. Özellikle Saadet partisi bu konuda nasıl açıklama yapmaz anlamakta zorluk çekiyoruz. Diğer bazı siyasi, parti il başkanları ise Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan üzerinden kin ve nefret dolu düşüncelerini açıklıyor. Susarak hakaretçilere destek veriyor.     Bu nasıl bir anlayıştır. Biz bu hale ne zaman geldik! Tayyip Erdoğan yapmışsa yanlıştır kanaati nasıl bir zihniyettir. Beyler kutsal değerlerimiz kendi ülkemizde hakarete uğruyor. Ve bizler susuyoruz. Bu neyin intikamıdır? Bu neyin sessizliğidir? Acaba Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı Erdoğan olmasa idi yine suskunlarımı oynayacaktınız?

                Bugün ülkemizin başında Erdoğan olur ,yarın bir başkası. Biz kendi ülkemizde kendi, değerlerimize sahip çıkamazsak ,yarın ülke dışında İslam’a yapılan bir saldırıya nasıl karşı koyabiliriz Hiç düşündünüz mü? Yalnız ez cümle şunu söylemek isteriz ki Kâbe bizim kutsalımızdır. Kutsalımıza hakaret edenlere çanak tutanlar yarın bu millete seçim sandıklarında hesabını vereceklerdir.